Metro Türkiye, sürdürülebilirliği, gelecek nesillerin yaşam kalitesini artırma konusunda en önemli güçlerden biri olarak değerlendiriyor. Soruları sorarak tartışmayı tetikleyen bu yaklaşımın yanıtı ise kesinlikle ‘Evet’! Gastronomi sektörünün profesyonellerinin hazırladığı tabaklarda, yerel ve coğrafi işaretli ürünler ile mevsiminde taze malzemelerin kullanılması, doğru koşullarda avlanmış balıkların sunulması ve atıksız mutfak anlayışının benimsenmesi, bir tabağın yarınlarımızı değiştirebileceğini kanıtlıyor.
Yaklaşık 35 yıl boyunca sürdürülebilirlik alanında yürüttüğü çalışmalarla sektörde öncü bir rol üstlenen Metro Türkiye, 2021 yılında Hatko Su Ürünleri ve Skretting iş birliği ile başlattığı ‘Yediği Önünde, Yemediği Yarında’ projesiyle endüstriyel ölçekli levrek ve çipura yetiştiriciliğinde devrim niteliğinde bir adım attı. Bu projede, levrek ve çipuraların yetiştirilmesinde, deniz balığı oranı azaltılmış ve alg yağı içeren özel yemler kullanıldı. Bu yenilikçi yem modeli, tonlarca deniz balığının kurtarılmasına katkı sağlarken, ekolojik sürdürülebilirliğe de önemli bir destek sunuyor. Aynı zamanda, Omega 3 açısından zengin balıkların yetişmesini mümkün kılarak, tüketicilere lezzetli ve sağlıklı bir alternatif sunuyor.
Sürdürülebilirliğin En Lezzetli Hali
Sürdürülebilirlik anlayışını sadece kendi operasyonlarıyla sınırlı tutmayan Metro Türkiye, aynı zamanda bir numaralı iş ortağı olduğu yeme içme sektörüne de bu anlayışı yansıtıyor. Premium Levrek ve Çipura, restoran menülerinin hem sürdürülebilir hem de lezzetli olmasına katkıda bulunuyor. Şef ve işletmecilerin çözüm ortağı olarak konumlanan Metro Türkiye, bu balıkların yeni dönem hasat lansmanını Alaçatı Amavi restoranında gerçekleştirdi. Şef Can Aras’ın sürdürülebilir balıkları, coğrafi işaretli ürünlerle bir araya gelerek ilham verici bir tadım menüsü oluşturdu ve bir tabağın yarını değiştirebileceğinin altını çizdi.
‘Yediği Önünde Yemediği Yarında’ projesinin Amavi’nin felsefesiyle örtüştüğünü belirten şef Can Aras, “Tüketim çağında, geleceğimiz için sorumluluk hissetmemiz gerektiğine inanıyoruz. Kaynaklarımızı ve doğanın bize sunduğu nimetleri düşünmeden harcamamalıyız. Değişimi önce kendimizden başlatmalıyız” dedi. Amavi’yi bu düşünceyle kurduklarını vurgulayan Aras, topraklarının ve denizlerinin değerini bilen üreticileri destekleyerek sadece onlarla çalıştıklarını ifade etti. Metro Türkiye’nin sağladığı ilham ve ürünlerle bir tabağın yarını nasıl değiştirebileceğini keşfettiklerini sözlerine ekledi.
“Deniz Ürünleri, Gelecek Nesillere Aktarılması Gereken Bir Değer”
Türkiye’de bir ilki temsil eden bu proje, balığı yalnızca ticari bir ürün olarak değil, gelecek nesillere bırakılması gereken bir değer olarak gördüklerini vurgulayan Metro Türkiye Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Müdürü Dr. Aslı Duran şunları belirtti: “Yeme içme sektörünün en önemli iş ortağı olma vizyonuyla yatırımlarımıza devam ediyoruz. 2010 yılından bu yana sürdürülebilir balıkçılığın yaygınlaşması adına öncü projelere imza atıyoruz. Ege bölgesinin en kıymetli ürünlerinden biri olan balığın da gelecek nesiller tarafından tadılabilmesi için bu tür projelerin büyük önemi var. 2021 yılında başlattığımız ‘Yediği Önünde Yemediği Yarında’ projemiz de bu kapsamdaki en önemli çalışmalarımızdan biri. Endüstriyel ölçekte ilk kez yetiştirilen Metro Premium Levrek ve Çipuralar, alg yağı içeren özel yemlerle besleniyor. Omega 3 değeri yüksek olan bu balıklar, restoranların müşterilerine hem sağlıklı hem de lezzetli seçenekler sunmasına olanak tanıyor. Üç yıl önce başlattığımız bu önemli projenin yeni dönem hasadını, turizm ve gastronomi açısından kritik bir öneme sahip olan Ege Bölgesi’nde duyurmak istedik. Çünkü Metro Türkiye olarak bu bölgenin önemini biliyor ve yaptığımız yatırımlarla buradaki tüm şef ve işletmecilere Metro kalitesiyle ürün tedarik etmek için gayret gösteriyoruz. Şef Can Aras’ın hazırladığı ilham verici tadım menüsü, coğrafi işaret tescilli malzemeler, yerel Ege otları ve sürdürülebilir yöntemlerle avlanmış balıkların birleşimiyle bir tabağın yarını değiştirmenin en lezzetli yolunu göstermiş oldu.”
Ege’de Hakimiyetini Artırdı
Yeme içme sektöründeki iş ortaklarına sunduğu sevkiyat hizmet ağını sürekli olarak geliştiren Metro Türkiye, geçtiğimiz yıl İzmir depo yapılanmasını beş katına çıkardı. Bu genişleme ile birlikte hem kuru gıda hem de taze gıda ve dondurulmuş ürünler için genişletilmiş depolar oluşturuldu. Ayrıca, taze balık işleme için ayrıştırılmış depolama alanları da oluşturuldu. Günlük olarak depolanan palet sayısı 650’den yaklaşık 1.600’e yükselirken, operasyonu yönetilen farklı ürün sayısı da 500’den yaklaşık 1.400’e çıktı. Günlük operasyon kapasitesi ise 60 ton iken, bu rakam 220 tona yükseltildi. İzmir deposunun genişlemesi ile sağlanan kapasite artışı, bölgedeki ekiplerin sayısını ve yetkinliğini de artırmış oldu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı