(ZONGULDAK) – Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın Açıklamaları
Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Erdemir ve OYAK’ın özelleştirilmesinin ardından bu kurumların yerel halka karşı adaletsiz uygulamalar sergilediğini dile getirerek, “Karadeniz Ereğli’nin haklarını sonuna kadar savunmaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.
Başkan Posbıyık, belediye makamında düzenlediği basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında, “Karadeniz Ereğli halkının emek gücüyle var olan, kirli havasını soluduğumuz ve çevresel olumsuzluklara maruz kaldığımız Erdemir, özelleştirme sonrasında OYAK tarafından yönetilmeye başladı. Bu yönetim, Erdemir işçisine, Ereğli halkına ve bu kentin belediyesine sürekli olarak zulmetmektedir. Bugüne kadar, belediye meclis üyelerimle birlikte her zaman Ereğli halkının haklarını savundum ve savunmaya da devam edeceğim. Gerektiğinde halkımla birlikte meydanlara inerek bu mücadelenin bir parçası olacağım” dedi.
Posbıyık, yaşadıkları sürecin kendilerini zor bir noktaya getirdiğini ifade ederek, “Bir kez daha belirtmek isterim ki, şehrimizin ekonomik ve sosyal hayatında önemli bir yere sahip olan Ereğli Demir Çelik Fabrikaları yönetimi, uzun bir süredir vergi sorumluluklarından kaçınmak için yargı yolunu bir araç olarak kullanmaya başlamıştır. Bu yargı süreçleri, Belediye Gelirleri Kanunu gereğince zamanında ödemesi gereken vergileri, enflasyonist ortamda eritmeyi bir politika haline getirmiştir. Yıllarca süren bu yargılamalar nedeniyle belediyemiz zamanında elde edemediği gelirler yüzünden sürekli zarara uğramakta, şehrimize sunulacak hizmetler gecikmekte ve bu durumdan tüm halkımız zarar görmektedir” şeklinde konuştu.
“Karadeniz Ereğli halkı cezalandırılıyor”
2006 yılında OYAK Grubuna satılan Erdemir, şehrimizin tam ortasında 4 milyon 700 bin metrekarelik bir alana sahip. Bu devasa alandan 1 milyon 145 bin metrekare doğrudan hazine adına tescilli, 1 milyon 119 bin metrekare ise dolgu alanı olarak hazineye ait. Geriye kalan 2 milyon 469 bin metrekare alanın büyük bir bölümü, Ereğli Demir Çelik Fabrikaları tüzel kimliği adına tescilli; ancak bu tapu kayıtları üzerinde 400’ün üzerinde zilyet, yani hak sahibi bulunmaktadır. Erdemir, 2006 yılında hisse satışı ile OYAK grubuna geçerken, bahsettiğimiz mülkiyet sorunları çözüme kavuşturulmamış ve bu sorunlar Erdemir tarafından yargı konusu yapılmış; ancak Danıştay, bu taşınmazlardaki Erdemir’in mülkiyet ve hak iddiasını reddetmiştir.
“Yargı yoluna başvurduk”
Belediye olarak, mülkiyet sorununu çözmek ve belediyemize gelir kazandırmak amacıyla 4706 sayılı Hazine Arazilerinin Ekonomiye Kazandırılmasına Yönelik Yasa kapsamında çeşitli girişimlerde bulunduk. Kaymakamlık üzerinden yaptığımız talep, maliye hazinesi tarafından reddedilince yargı yoluna başvurduk. Dava devam ederken, önümüzü kesmek amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, üzerinde fabrika yapıları bulunan bu hazine arazilerini, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında ‘Rezerv Yapı Alanı’ olarak belirledi. Bu durum, yasadan kaynaklanan hakkımızı aramak amacıyla açtığımız davanın önünü kesmek ve bu arazilerden belediye gelir elde edemesin diye yapıldı. Bizi zehirlemeye devam ederken, OYAK hissedarları paralarına para katsın. Böyle bir uygulama kabul edilebilir mi?
“Erdemir’in içindeki hazine arazileri nasıl rezerv yapı alanı olur?”
Biz, Erdemir’in belediye sınırları içinde imara aykırı yapılarını hukuka uygun hale getirmek için çözüm ararken, OYAK yönetiminin ticari yönlendirmesiyle Ereğli halkının hakları göz ardı edilerek Maliye Bakanlığı, sırf bu arazilerden belediye gelir elde edemesin diye böyle akıl almaz bir uygulamaya gitti. Deprem, sel gibi olağanüstü durumlarda kullanılması gereken alanları ifade eden rezerv yapı alanları, ne zamandan beri üzerinde Erdemir gibi bir fabrikanın bulunduğu arazileri kapsar? Üzerinde fabrika yapıları olan araziler nasıl rezerv yapı alanı olarak tanımlanabilir? Böyle bir siyaset anlayışı olabilir mi? Oluyor işte.
“Peşkeş çekiliyor”
Maliye Bakanlığı yetkililerine sesleniyorum: Tasarruf tedbirleri adı altında milletin boğazını sıktınız. 10 bin liraya emekli aylığını mahkum ettiniz. Peki neden devletin hazine arazilerini rezerv yapı yaparak OYAK’a bahşettiniz? Bunun adı peşkeş çekmek değil de nedir? Zenginleri zengin etmek için kamu kaynaklarını neden zarara uğratıyorsunuz? Halka bu kadar mı düşman oldunuz? Hepimiz biliyoruz ki, Maliye Bakanlığı’nın OYAK’la iş birliği içinde aldığı bu karar, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda hazırlanan Erdemir’in Özel Endüstri Bölgesi ilan edilmesinin bir parçasıdır. Erdemir’in Özel Endüstri Bölgesi olması durumunda, 2 milyon 264 bin metrekare hazine arazisi, yani 9 milyarlık arsa bedelsiz olarak OYAK’ın mülkiyetine geçecek. Bu durumda, Karadeniz Ereğli Belediyesi’nin gelirinin yüzde 40’ı da ellerinden alınmış olacak. Erdemir, bu şehrin havasını, suyunu, tarım arazilerini ve denizini kirletmeye devam etmektedir.
“Halkımızın da bilmesi lazım”
Amacımız, halkımıza en iyi kamu hizmetini sunmaktır. Biz bunu gerçekleştirmek için çabalıyoruz. Ancak buna karşılık, Erdemir ve arkasındaki güçler, ‘belediye gelir elde edemesin, hizmet üretemesin’ anlayışıyla hareket ediyor. Seçim zamanı geldiğinde de ‘Ne yaptın?’ diyebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Halil Posbıyık’ı değil, sizleri cezalandırıyorlar. Bu durumu sizlere, halkımıza şikayet ediyorum. Biz hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz, fakat halkımızın da bu durumu bilmesi gerekiyor. Biz hizmet üretmek için ne kadar çabalarsak, birileri de hizmeti engellemek için o kadar çabalıyor. Bunun için her platformda, meclis üyelerimle birlikte mücadele ettim ve etmeye de devam edeceğim. Kısa çöp, uzun çöpten hakkını mutlaka alacak.”