15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye’nin tarihinde unutulmaz bir dönüm noktası olan darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığı’nda çıkan çatışmada ağır yaralanan ve daha sonra hastanede şehit olan polis memuru Fırat Bulut‘un abisi Fatih Bulut, “O gece ülkenin geleceğini belki o 251 tane şehit çizdi. Kim olduğunu anlayamadık, ne olduğunu anlayamadık” diyerek, yaşananların derin etkisini dile getirdi.
Genelkurmay Başkanlığı’nda görevli olan Fırat Bulut, 15 Temmuz gecesi cesurca görevini sürdürüyordu. FETÖ’cülerin Genelkurmay Başkanlığı’na girmeye çalışmasına karşı koyarak, 281 mermi kullandı. Arkadaşlarının geri çekilme uyarılarına aldırış etmeyen Bulut, saatlerce çatışmalara katıldı. Son anlarında babasından ve ailesinden helallik isteyen Fırat, zırhlı personel taşıma aracından gelen kurşunla ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Gece 02.00 sularında ise şehit oldu. Bir çocuk babası olan Fırat Bulut, cenaze töreninin ardından Ankara Karşıyaka Mezarlığı‘na defnedildi.
Fırat Bulut’un Kişiliği ve Mesleğe Bağlılığı
Şehit olan kardeşini anlatan Fatih Bulut, “Evimizin en küçüğüydü. Fırat, biraz deli dolu, doğru bildiği yoldan şaşmayan, vatansever, ilkeleri olan ve meslek aşkıyla dolu bir insandı. Üniversiteyi kazanmıştı fakat milliyetçilik duyguları nedeniyle polisliği tercih etti. Mesleğine olan tutkusu her zaman ön plandaydı. Kolay kolay pes etmezdi, zorluklara karşı mücadeleci bir yapısı vardı. Kendi bildiği doğruları yaşayan biriydi. Hiçbir zaman kimsenin hakkına müdahale etmez, kendi hakkını da korurdu. Görev yaptığı her yerde sevilirdi. Ancak son zamanlarda, Emniyet içindeki sıkıntılardan dolayı biraz durgunlaşmıştı. Şehitlik makamını aileden en çok kim hak ediyor derseniz, ben kesinlikle Fırat derdim.” şeklinde duygularını ifade etti.
O Kayıp Gecenin Hatıraları
Kardeşinin şehit olduğu o günü anlatan Fatih Bulut, “En son 15 Temmuz akşamında buluştuk. Beraber yemek yedik. Onun mesleğinden, ülkenin durumundan, kendi işimizden ve ailevi konulardan sohbet ettik. O akşam 8 gibi arabaya bindi ve o, en son görüşmemiz oldu. Eğer o an son olduğunu bilseydim, ona sarılabilirdim. O anın son görüşü olduğunu düşünmek zor; onu hep o son görüşle hatırlıyorum.” dedi.
O gece mesajlaştıklarını belirten Bulut, “Olay patlak verince biz de bir şey anlamadık. Kardeşimi aradım ama açamadı. Mesaj attı, ‘abi iyiyim’ dedi. O zaman uçaklar alçak uçuş yapınca iki kızım korktu, eşim kapıyı kilitledi. En son Fırat’tan gece 12 sularında mesaj geldi. Daha sonra tekrar aradım ama açmadı. Saat 01.00 gibi de ateş düştü yüreğime. Herkes bir şey yok diyor ama içimde öyle bir ateş yanıyordu ki hissettim. Saat 04.00 gibiydi, kardeşim aradı ‘abi çok hastayım, gel beni hastaneye götür’ dedi. Ortalık biraz daha sakinleşmişti. Kapıyı açtım, kardeşimin yüzü bembeyazdı. O esnada babam da geldi ve kardeşimizi hastaneye götüreceğiz. Tam çıkarken eşi bana ‘herhalde Fırat abi şehit oldu’ dedi. Sanki ayağımın altından dünya kaydı.” diye konuştu.
Fatih Bulut, “Herkese soruyoruz, kimsenin haberi yok. Kardeşime haber geldi ve hastaneye gittik. Hayatımdaki en ağır ve yorucu andı. Fırat Bulut diyoruz, bakıyorlar cevap vermiyorlar. En son ‘morgu gösterin’ dedim. İndik, görevli kapıyı açtı ve Fırat’ımı gördüm. Hayatımda bu kadar tatlı bir gülümseme görmedim. Bir insan kardeşinin tek parça olduğuna sevinir mi? Onlarca şehit var, yüzlerce şehit var ama insan kardeşinin tek parça olduğuna sevinir.” diyerek, hissettiği derin acıyı ve gururu dile getirdi.
– KONYA